9 Haziran 2011 Perşembe

onca zamandan sonra...

bir insanın hayatı bir sene içerisinde ne kadar değişebilirse, herhalde o kadar değişti hayatım bu sene.

ve ben ne yazık ki, yazmadım yazamadım, oysa ki 2010 ve 2011'de blog tutsam, süper bir arşivim olurdu ilerde çocuklarıma bile okutabileceğim. burdan anlıyoruz ki, çocuk doğurmayı planlıyorum, evet, elbet bir gün olacak :)

sevgilim oldu, İstanbul'a taşındı, iş buldu, iş değiştirdi, zor zamanlar da geçti, çok çok keyifliydi ama o zamanlar bile, insanın "işte bu" dediği adamla geçirdiği her dakika özelmiş. "yürüyelim" dedi, "evet" dedim, "söz" dedik.

bu arada bloglar kapandı ve açıldı. ben iş değiştirdim, kiralık ev bakıyoruz, düğün planlıyoruz, gelinliğimi aldım, o oldu bu oldu derken, kendimi yine blogların içinde buldum araştırma yaparken ve dedim ki, yeniden yazmaya başlamalıyım, en azından denemeliyim.

hayat zor geçiyor, keyifli olmasının yanında, hani her şeyin en kötüsündeyiz dediğimiz anlarda düze çıktık, ama her şey güzel gidiyor derken dün aldığım bir haber de tepetaklak etti beni.

sonra durdum ve düşündüm: plan yapmak güzel ama gelecek için karamsarlığa kapılmak çok kötü; çünkü aslında planı da "şimdi" yapıyoruz, karamsarlığa da "şimdi" kapılıyoruz. yani ne oluyorsa şimdi ye oluyor, iyi ya da kötü.

kim dediyse doğru demiş:

"ömür bir gündür ve de o gün bugündür" diye...

Hiç yorum yok: