23 Aralık 2015 Çarşamba

Balkabağından yapılabilecekler :)

Eskiden annem koca bir balkabağını alıp üşenmeden dilimleyip temizlerdi.

Bizde balkabağı demek sadece kabak tatlısı demekti çünkü babam aşırı sever bu tatlıyı, 2 kilo koysanız önüne yer. e ben de severim, hele şöyle üzerini tahinleyince ve ceviz serpince tadından yenmez:)

Hamilelikle birlikte besin değeri yüksek gıdalara eğilim artıyor tabi. Bu hafta sonu ne yemek yapsam diye düşünürken markette gördüğüm soyulmuş, dilimlenmiş balkabağı kitlesini atıverdim sepete. balkabağı demek  A ve C vitamini demek, kalsiyum, potasyum demek ve protein de içeren komleks karbonhidrat demek tabi (gıda mühendisliğine giriş 1 dersimi hatırladım bir an). gerçi soyulmuş dilimlenmiş vakumlanmış halinde vitamin değerlerinin kaybolabileceğini hesaba katmak lazım, ama neyse ki kalsiyum ve potasyuma bir şeycikler olmaz.

Neyse efendim kabağı aldım geldim eve. kabak bana bakıyor, ben kabağa bakıyorum, bir süre düşündüm ne yapayım ben bunu diye. aklıma yurtdışında bayıla bayıla tükettiğim balkabağı çorbası geldi. tabii annemin evinde pişen bir şey olmadığından tarifi ile ilgili bir fikrim yok, internette birkaç tarif araştırdım, genelde kremalı olan tarifleri nasıl basitleştiririm diye az kafa yordum ve doğaçlama aşağıdaki yöntemle pişiriverdim :

Balkabağı çorbası:

Malzemeler :
1/3 kg soyulmuş dilimlenmiş balkabağı
2 küçük boy patates
1 büyük boy soğan (bu tür çorbalara bunu koymaz iseniz kıvam olmuyor, soğan bir zorunluluk yani)
1 küçük havuç
1çay bardağı süt (kremalı yapmayacağım için, tadına benzer bir şey bulayım dedim)
2 yemek kaşığı zeytinyağı (koymasam da olurmuş)
tuz, kimyon, karabiber (damak zevkine göre tabii. yalnız kimyon çok yakıştı, ve de kabağın şekerli tadını baskılamak için çok iyi oldu)
2 su bardağı su (sonradan seyreltmek için sıcak su eklenebilir ama haşlama esnasında suyu az tutmakta fayda var)

şimdi benden önce şunu kavur, sonra pişir, pişmiş haline süt ile sos hazırlayıp krema gibi ekle gibi bir şey beklenebilir. yok yapmadım efendim, üşendim.

ben tüm malzemeleri düdüklü tencereye koydum. düdüklü tencerenin düdüğü işlem başladı dediği andan itibaren 10 dk kadar pişirdim ve havasını kendi kendi kendine boşaltmasına izin verdim. yani ocağa koyduğum andan itibaren 20 dakika sonra kapağı açtım ve blenderdan geçirdim. benimkisi biraz koyu olmuştu, az sıcak su ile inceltiverdim.

kesinlikle tavsiye ederim çok güzel oldu. resim çekme konusunda çok pratik değilim, ama internette bulduğum şu görüntüyü elde ettim:



Çorba güzel oldu olmasına da benim her şeye mesafeli olan kocam pek yiyemedi, zaten kabakla arası çok iyi değil. ben çorbayı akşamları güzel güzel içtim, işe de getirdim, burda tattırdığım arkadaşım da beğendi.

Kabak tatlısı:

Peki geri kalan balkabağı ile ne yapacaktım? iki dilimini aldım, birer çay bardağı su ile minik tencerelere aldım. tencerenin birine 5-6 kaşık toz şeker ekledim (İnsanın eşi tatlı sevince ve kendisi rafine şekerden ucak kalmaya çalışınca böyle oluyor). bu şekilde kabakları 15-20 dk kaynattım, sonra minik bir fırın kabına alıp fırına sürdüm ve 15 dk kadar 180 C'de pişirdim. Bu arada şeker eklediğim tenceredeki şerbeti atmıyoruz, lazım olacak. Fırından çıkan şekersiz balkabağına 1 yemek yaşığı bal, şekerliye ise içinde kaynadığı şerbetini ekledim ve biraz soğumaya aldım. en son üzerinde tahin ve ceviz ilavesi ile mükemmel oldu vallahi:)

 Mostra immagine a dimensione intera





Bu arada eğer zeytinyağlılara az şeker ilave eden birisi iseniz, zeytinyağlılarınıza balkabağı ilavesini düşünebilirsiniz, ben düşündüm oldu. zaten evde havuç kalmamıştı, ben de pişirdiğim zeytinyağlı kinoalı pırasaya renk ve tat olsun diye balkabağını ilave ettim.

Zeytinyağlı balkabaklı kinoalı pırasa:

Malzemeler:

3 dal pırasa
1 büyük soğan
1 dilim balkabağı
1 avuç kinoa
3 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
Tuz, karabiber, kimyon (kimyonu her şeye koymazsam rahat etmiyorum)
1 su bardağı sıcak su

Ben zeytinyağlıları genelde soğanı ayrıca kavurmadan pişiriyorum, hatta zeytinyağının bir kısmını da en sona saklarım.

Soğanlar piyazlık şekilde ay ay doğranır. pırasaların yaprakları ayrılır ve sap kısımları istenilen şekilde dilimlenir. balkabağı ufak ufak dilimlenir. bu  malzemeler tencereye alınır. kinoa 1 su bardağı ıcak suda 10 dk kadar bekletiilir ve su ile beraber tencereye ilave edilir. tuz, kimyon ve karabiber eklenir ve son olarak 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile kısık ateşte 20-25 dk pişirilir. ocaktan alınan yemeğin biraz ılıması beklenir ve üzerine 2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı gezdirilir.

Bunun resmini çekmişim (sol üst), hatta sağ üstte de tencere içinde balkabağı çorbasını görebilirsiniz.



Resimde gördüğünüz diğer iki yemek de zeytinyağlılarımdan örnekler ama balkabağı ile ilgileri yok.

Peki şimdi balkabağı ile işimiz bitti mi? evde hala biraz var açıkcası ve de benim evimde bu cumartesi erken yılbaşı partisi yapıyoruz. geri kalan kabakları da orada cezerye olarak değerlendireceğim.

Bunun için de araştırmalarım sonucu aklımdan geçen tarif şu :

Balkabaklı cezerye:

malzemeler:
1/3 kg bal kabağı
1 paket eti burçak bisküvi (bu tatlıyı havuçla yapanlar bilir ki genelde petibör kullanılır, ancak burçak bisküvinin daha besleyici ve lezzetli olduğunu düşündüm)
3-4 kaşık toz şeker (yine havuçla yapanlar bilir ki şeker miktarı daha yüksek olur, ancak kabağın tatlılığı ve burçak düşünülürse bu miktar yeterli olur)
dövülmüş ceviz
hindistan cevizi

balkabağı 1 su bardağı su ve şeker ile yumuşayıncaya kadar kaynatılır ve soğumaya bırakılır. sonra balkabağı çatalla ezilir ve içerisinde ufalanmış burçak bisküvi ve dövülmüş ceviz ilave edilir. karışımdan minik toplar yapılarak hindistan cevizine bulanır ve kürdan ile servis edilir. sanırım görüntüsü de aşağıdaki gibi bir şey olacaktır:

Bal Kabaklı Cezerye


Bir sebzeden bu kadar farklı tatlar çıkması gerçekten çok ilginç. hazır mevsimi iken bol bol değerlendirmek lazım zira buzlukta sulanan bir sebze olduğu için mevsim dışı kullanımı zor.

2015'in kalan sayılı günler, balkabağı tadında geçsin :)


Hiç yorum yok: