20 Aralık 2011 Salı

tam bir yıl önce...

2010 yılının son günlerinde, tam 1 yıl önce bu gün canım dedeciğim bırakıp gitmişti bizi, geçen sene bugün bu saatlerde, hayatın en anlamlı tesadüflerinden biri olmuş, annem normalde köyde olmayacağı soğuk bir kış gününde başka bir vesile ile ile köydeydi, babasının bu hayattaki son gününde yanında olmayı nasip etmişti Allah ona.

sabah aradığında ağlayarak "deden gidecek kızım bugün" dedi. üveyliği bize hissettirmeyen anneannem, yan köydeki annemi arayıp "yetiş" demişti. annem gittiğinde can çekişiyor, ellerini tutuyordu annemin. işte ondan sonra susmuştu dedem, kıpırdamadan yatıyordu, annem sadece "bir nefesi var" dedi.

ne yapacağımı bilemedim, 1 ay önce görmüştüm onu en son, daha önce de yanına gitmiştim hasta olduğunu duyup... aslında yılın en kısa gününe sadece bir gün vardı ama geçmedi o gün.

eve gelip duş aldım, hazırlandım. her an bir haber gelecek de gideceğiz gibi. ve o haber geldi... 10 dakika önce dayımın ve yengemin gitmesine karar vermiştik sadece. eğer kötü haber gelirse de kuzenlerimi toplayıp gidecektik kardeşimle. oysa ki yengemle dayım daha yola çıkamadan, yetişemeden gelmişti o haber, onlar yine de gitti. biz de kuzenlerimi toplayıp düştük yola.

ölümüne 10 dakika kala kendine gelmişti dedem, tatlı istemişti, bir kase sütlaç yemiş, herkesle sohbet etmiş, anneme "gidecek misin kızım?" demişti. evlatlarına uzak olmanın ne acı bir şey olduğu, ömrünün son anlarını yaşayan bu adamın sorusunda gizli aslında.

köye girdiğimde ağlamaya başladım, zor tutmuştum zaten kendimi. benim için o köy dedem demekti, orda bir dedem vardı. bizim evimiz babamın köyündeydi, annemin köyü benim için dedemin evi demekti, dedem demekti, bayramda gidip elini öpmek, defalarca dinlediğim hikayelerini bıkmadan yine dinlemek demekti.

eve gittiğimde onu görmeye alışık olduğumuz döşek bozulmuş, üzerinde insanlar oturuyordu artık. tam biz girdiğimizde dayım ve babam onu battaniyelere sarılı halde çıkardılar, camiide de yetişemedim, göremedim son kez.

ve dedem aklımda, 1 ay önce gördüğüm sohbet eden hali ile kaldı. yaşlıydı dedem, genelde yatardı döşeğinde. ama  Allah bana onu son kez yatak döşek değil sandalyesinde otururken, yemeğini yerken görmeyi nasip etti.

onu son gördüğümde, kapıdan çıkıp ayakkabımı bağlarken, vazgeçip yeniden içeri girmiştim. kimse yoktu odada, elini avucuma aldım, yine geleceğim dedem dedim, hakkını helal et. elimi sıktı o da, helal olsun güzel kızım, yolun açık olsun dedi.

ve biz dedemi uğurladık. 2 ay içinde 3 kardeşi uğurlamıştık böylece, hepsi peşpeşe gitmiş, aile büyüklerimizin acısı ile yanmıştık 2010 yılının son aylarında. 2010 yılı son sevimsiz şakasını da yapıp gitmişti bana işte.

yine geldim dedem, ve bilirim ki sen beni gördün. nur içinde yatasın...

5 yorum:

pembe mor alg dedi ki...

tatlım biliosn bende bannemi kaybettm gözlerim dolu dolu okudum yazını..Allah sabır versin hepimize..
eminm bizi görüyorlar ben buna inanıyorum;)

Gezgin Kız - Traveler Lady dedi ki...

benim dedem de(babamın babası) köyde yaşıyordu 95 yalında öldü ve hikaye neredeyse aynı çok üzüldüm şimdi bizimki 4 yıl oluyor ama çok zor geliyo insana... allah mekanlarını cennet eylesin...

Yasmin dedi ki...

Ayşecim, hüngür hüngür ağlattın beni canım...
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun...

tubitos dedi ki...

canım benim çok üzüldüm ben de ananemi kaybettiğimde böyle derin bir üzüntü duymuştum, son gördüğümde bana el sallıyordu, nurlar içinde yatsınlar..

S&A dedi ki...

Canım Allah mekannı cennet etsin dedenin.Aslında böyle yazılar çok etkiliyor beni çünkü yıllardır tek korkum bu..