26 Ocak 2012 Perşembe

Türk futbolunda bir dönemeç...

Bugün TFF'de bir kongre var.

Sebep malum, Temmuz 2011'den beri Türk futbolunun ortasına oturmuş olan şike olayı.

Futbol sadece futbol olmayalı çoook zaman oldu, çook. yayın geliri denilen şey, kocaman bir gerçek olarak hayatımızda. hal böyle olunca, etik kurul karar vermişmiş, yok kanıtlar var, yok telefonlar dinlenilmiş, hiçbir şey para etmez.

Nisan ayında kabul edilen bir yasa vardı, sporda şiddet yasası. Bu yasaya öyle maddeler koymuşlar ki, hani adam öldürmekle eşdeğer olmuş bu şike olayı. hoş bu ülkede, yumurta fırlattığı için, fikrini savunduğu için hapiste olan öğrenciler var, kanunları irdelemeye kalksak (ki haddim değil, hukukçu değilim) neler çıkar neler. özetle, ben yasanın yumuşatılmasına çok da tepki vermedim, ilk büyük örnekte uygulanabilirliğinin ne kadar zayıf olduğu görüldü hepsi bu. keşke bir şeyler yasalaşırken, Türkiye'nin gerçekleri de göz önüne alınsa en başında...

Bu ülkede, futbolda şike yapıldı, hep yapıldı. Ama bu bir savunma olamaz. Sonuçta kabul edilen bir yasa, onun kapsadığı döneme ait yapılan araştırmalar, bu yasadan haberdar yöneticiler, açılan bir dava var. yani artık bu konu "ortada".

Bir kere, bu davada tek yargılananlar Fenerbahçe kulübü ile ilintili kişiler değil. Birçok kulübün daha adı geçiyor. Galatasaray'ın adının geçmesi için oldukça çaba harcandı ama olmadı işte, eğer Galatasaray'ı da katmayı başarabilselerdi, her şey çok kolay olacaktı. ama olmadı, geçen sene bize kafamızı yerlerden yere vurduran Galatasaray ligi 7. bitirmiş ve bu işlere bulaşmamıştı işte.

İlk önce yasa değiştirildi, eyvallah dendi. Aydınlar, Galatasaray'ın adının geçtiği anda "aa geriye dönük de işlem yaparız, kupalarını alırız" deme gafletinde bile bulundu, baktı yine olmadı.

Şu anda en büyük hata Fenerbahçe kimliği ayan beyan ortada olan bu adamın Temmuz ayından beri bir olayı "yönetememesi" ne şahit olmak. sonuçta Fenerbahçesini korumaya çalıştı, UEFA'dan azar işittiği an, adı yine soruşturmada geçen Trabzonspor CL'ye katıldı, bu defa Fenerbahçe ile ortaklığı da bitti, yapayalnız kaldı. "ben varken Fenerbahçe küme düşemez" dediği de dedikodular arasında. bu sebeple Fenerin transferlerini rahatça yapabilmeye başladığı konuşuluyor.

Hal böyle giderken, yayıncı kuruluş kıyametleri kopardı tabii. Bizim TFF de UEFA'nın yaptırımlarını göze alıp, para hesaplarınıön plana aldı. Kılıf da çok güzel "UEFA bizim işimize karışamaz". Yok ya?

Bugün bir kongre var TFF'de. "bir defaya mahsus af" ve "puan silme" gündemde. Fenerbahçe "bir puanımız silinsin, ligden çekiliriz" diyor. TFF küme düşürmeyi göze alamıyor, para kaybedecek, ama karşısında da rest var.yani ceza verilmemesi lazım, eğer yayın gelirinin akması isteniyorsa, e bu da zor, oluşmuş bir kamuoyu var.

Fenerbahçe niye sadece bizim ismimiz geçiyor diye kıvranıyor, e haklılar, bir sürü kulüp daha var. ama Fenerbahçe'de de bir üzerine alınma durumu mevcut. Yoksa Galatasaray'ın "sürecin adil işlemesi, UEFA'nın yaptırımlarının hatırlatılması" tarzındaki her yazıyı, "direk üzerilerine alınıp", resmi siteden açıklama yapmazlardı.

Bu iş ciddi bir kördüğüm oldu. Çözebilen beri gelsin. Ama şu bir gerçek ki, işin içinde iş var, bunlar niye oldu, önce de vardı sorularını bir kenara bırakıp, olan bitene bakmak lazım. madde değiştirmeleri, bir defaya mahsus uygulamalarla günü ve paracıkları kurtarmak ülkemiz açısından ciddi prestij kaybı.

Bizim bir basketbolcu başka basketbolcunun formasını giyip "hazırlık" maçı oynadığında bile, Galatasaray'ın küme düşürülmesi gerekir diye savunmuştum. ki bu olan bitenlerin yanında çok masum. bu olay sonucunda suyun karşı tarafı ayağa kalkmıştı ve Galatasaray'dan öyle bir puan silinmişti ki, kibarca küme düşürülmüştü resmen. O sene o takım ayakta kaldı, düşmemeye oynadı, arındı ve geçen sene küllerinden doğdu.

Beyaz sayfa açılması isteniyorsa, ortada bir suç varsa, cezası kurallara uygun olmalı, bitti. Puan silseniz ne olacak, küme düşürseniz ne olacak? Sonuçta gerçekler değişmiyor ve tarihte yerini alacak.

Unutmamak lazım ki "suçlular" affedilir. Ve eğer bir taraftar takımının suçsuz olduğuna inanıyorsa, bunu kabul etmez, haklılar. yok suçlu olduğunu düşünüyorsa da bu durumu ezik bulur, cezamız neyse o der. çünkü taraftar denilen şey, ranttan, gelirden, endüstriyel futboldan anlamaz. her ne kadar aldığı formalar, biletler ile buna katkıda bulunsa da.

1 yorum:

Yasmin dedi ki...

Kuşum bi senin bi de Ersin'in spor ile ilgili konuşmalarınızı sıkılmadan seve seve dinliyorum, okuyorum... Hep yazsana sen böle...
Sayenizde futbolu sevmeye başlıyorum...